O günlerde
kendimi iyi hissetmek için inandırmaya çalışıyordum. Bazen bunu başardığım
bazense beceremediğim oluyordu. Acemiydim. Acemi olmak yerine tecrübeli
olsaydım burada olmazdık şimdi. Belki kümede kalma mücadelesi veren ve
şampiyonluğa oynayan iki takımın maçında olurduk. Ya da cevabını herkesin
bildiği fakat bir türlü bizim bulamadığımız bir bilmece de olabilirdi bu.
/Hayat zordu.
Bu yer ve zamana göre kolay da olabiliyor. Böyle/
Yalnızlığım
bana arkadaş oluyordu. Eğer hayat zorsa onunla iyi geçinmesini bilmek
gerekiyor. Eğer bunu bilmezsen olaylar daha da boka sarar. Maazallah. Bir gün
evde otururken müzik dinliyim dedim. Açtım enfes bir parça dans etmeye
başladım. Çok eğleniyorum ama nasıl mutluyum o an. Hiçbir şey umrumda değildi.
Sadece dans ve müzik. Bundan daha güzel bir yalnızlık olamaz. Kendimi çok tatlı
hissettim. Aferin bana dedim. Helal sana. Onca zamandır başında bir sürü
düşünce var. Bir oraya gidiyorsun bir buraya. Hayat sana daha neler çıkaracak
kim bilir? Bu bilinmezde iyi bile dayandın. Güldüm. Gülmek en iyi hareketti.
Eğer işler baktınız yola girmiyor gülün. Beyin olarak rahatlıyorsun az da olsa.
Şarkı bitti. Yoruldum. Ama çok iyi geldi. Tavsiye ederim.
Bazen odamın
duvarlarını kitaplık olarak hayal ediyorum. Sanki dünyadaki bütün kitaplar o
odadaymış gibi ve sonsuza doğru giden raflar. Açıp bir tane okuyayım diyorum.
Uyanıyorum mevzuya. Bozmuyorum.
Sonra bir gün
bir yerden mesaj geliyor ve hayatın değişiyor. Sende eline bir çekirdek ve
gazoz alıp hayatının nasıl değiştiğini seyrediyorsun. Geriye baktığında güzel
anılar ve pek de güzel olmayan anılarda dahil vay be diyorsun. Vay be! O günlerde
geçti. Bu günde geçiyor. Yarın da geçe…
Epigram Dergi Aralık sayısı 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder