8 Aralık 2015

Yalnızlıkla Dans

O günlerde kendimi iyi hissetmek için inandırmaya çalışıyordum. Bazen bunu başardığım bazense beceremediğim oluyordu. Acemiydim. Acemi olmak yerine tecrübeli olsaydım burada olmazdık şimdi. Belki kümede kalma mücadelesi veren ve şampiyonluğa oynayan iki takımın maçında olurduk. Ya da cevabını herkesin bildiği fakat bir türlü bizim bulamadığımız bir bilmece de olabilirdi bu.

/Hayat zordu. Bu yer ve zamana göre kolay da olabiliyor. Böyle/

Yalnızlığım bana arkadaş oluyordu. Eğer hayat zorsa onunla iyi geçinmesini bilmek gerekiyor. Eğer bunu bilmezsen olaylar daha da boka sarar. Maazallah. Bir gün evde otururken müzik dinliyim dedim. Açtım enfes bir parça dans etmeye başladım. Çok eğleniyorum ama nasıl mutluyum o an. Hiçbir şey umrumda değildi. Sadece dans ve müzik. Bundan daha güzel bir yalnızlık olamaz. Kendimi çok tatlı hissettim. Aferin bana dedim. Helal sana. Onca zamandır başında bir sürü düşünce var. Bir oraya gidiyorsun bir buraya. Hayat sana daha neler çıkaracak kim bilir? Bu bilinmezde iyi bile dayandın. Güldüm. Gülmek en iyi hareketti. Eğer işler baktınız yola girmiyor gülün. Beyin olarak rahatlıyorsun az da olsa. Şarkı bitti. Yoruldum. Ama çok iyi geldi. Tavsiye ederim.

Bazen odamın duvarlarını kitaplık olarak hayal ediyorum. Sanki dünyadaki bütün kitaplar o odadaymış gibi ve sonsuza doğru giden raflar. Açıp bir tane okuyayım diyorum. Uyanıyorum mevzuya. Bozmuyorum.

Sonra bir gün bir yerden mesaj geliyor ve hayatın değişiyor. Sende eline bir çekirdek ve gazoz alıp hayatının nasıl değiştiğini seyrediyorsun. Geriye baktığında güzel anılar ve pek de güzel olmayan anılarda dahil vay be diyorsun. Vay be! O günlerde geçti. Bu günde geçiyor. Yarın da geçe…

Epigram Dergi Aralık sayısı 2015


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder