6 Aralık 2014

Radyo

Her gece radyo dinlemeden uyuyamam. Radyo dediysem telefondan dinlenilen ve yaveri kulaklıkla birlikte. Geceleri kendimi firari gibi hissediyorum bunu yaparak. Her istasyonda bir dünya. O kulaklık bir gün olmasa ne yaparım onu hiç bilmiyorum. Bazen şarjım az kaldığında o tedirgin hali yaşamaktan korkuyorum. ‘’Dikkat! Pil seviyeniz düşüyor.’’ Bence senin seviyen düşüyor. İkide bir şarkının ortasında goonggg diye çıkıyorsun. Gecemi bölüyorsun. Ben biraz sonra uyuya kalabilirim burada. Üzerimi örtecek biri de yok. Hep söylemişimdir. Yalnızlık geceleri anlaşılan bir olaydır. Ve hiç mesaj yok.
   Sabah olmuş bile. Alarm çalmadan uyandım. Çayın suyunu koymak için mutfağa gittim. Demlikte dünden kalan çay varmış. Bunu dökmeyi unuttuğum günlerden birindeyiz yine. Direk çöpe mi döksem yoksa lavaboya mı sallasam diye düşündüm. Çöp bana uzak geldi. Lavabo da tıkanırsa tıkansın umrumda değil. Çaydanlığın kıçına vurdum birkaç defa. Kalan çaylarda gitsin diye suyla çalkaladım. Çaydanlıkta tek kişilik çay demlemek  kadar hüzün verici bir şey olamaz. Kahvaltı da yumurta olmazsa olmazlarımdandır. Ama bu bazı günler değişebiliyor. Bazen bir tost, yumurtanın saltanatını yerle bir edebiliyor. Kahvaltı yaparken acele etmemek lazım. Çünkü günün en güzel saatidir. Gün aydın ve sen ayıksındır. En büyük zevklerimden biri de kahvaltıdan sonra içilen keyif çayıdır. Dünyanın en huzur verici anlarından biridir. Hani şu hayatta toplasan mutlu olduğum anları, bu andan daha az çıkardı. Televizyonu zaplayarak izlerim. Saatlerce bir kanalda durup takılmam. Aklımda hep ya başka kanalda daha iyi bir şey varsa kuşkusu olur. Bu bende zamanla hastalık daha sonra bir vaka haline geldi. Dışarısı da çok soğuk. Şu hava durumunda günlerdir bahsedilen yağmayan kar yağsa da etraf beyaz olsa. Biraz masumlaşsın ortalık. Şu inşaatlar karla kaplı kalsa hep. Ağaçların üzerinde oluşan karların görüntüsü her zaman karşımıza çıksa. Dürüst kardan adamlar olsa her mevsim. Ben çayımı içerken bunlar geçiyor aklımdan. Televizyonu kapattım. Masayı toplamam gerekecek. Kahvaltının en nazlı kısmı. Bulaşıkları nasıl olsa akşam yıkarım.
Biraz müzik dinledim ve onu anımsıyorum. Onu hatırlamaya çalışıyorum. Daha iki saat önce görmüş olmama rağmen gülüşünü arıyorum. Uyuyamıyorum. Ne de güzel gülüyordu.. 
‘’Anlamış mıdır acaba?’’
‘’Neyi?’’
‘’Benim de onun gülüşüne güldüğümü.’’
‘’Belki.’’
   Radyo açık uyuyakalmışım yine. Bu programa da alıştım. İnsanlar her gününü anlatıyorlar. Gecenin bu saatinde kim tost yapıyor, anlamış değilim. En iyisi sabah kahvaltıda bir tost yapayım canım çekti. Goonggg! ‘’Pil seviyeniz yüzde beş.’’ Son kez telefona baktım. Ve hala mesaj yok. Alarmı kurmadım.

Jargon Dergi 9. sayı 2014